8 Aralık 2015 Salı

Rastgele Erişimli Bellek (RAM)

Merhaba sevgili okuyucularım,
Bugün de sizlere bilgisayarınızın hızlı veya yavaş çalışmasında en büyük role sahip olan RAM hakkında bilgiler, tavsiyeler vermeyi düşündüm. Araştırmalarımı yaptım ve bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
RAM, bilgisayarda bir veri depolama şeklidir. Kelime anlamıyla Rastgele Erişim Belleği demektir. Rastgele erişimli olması sayesinde belleğin sıra gözetmeksizin istenen adresindeki veriler okunup yazılabilir. Günümüzde hızlı ve geçici depolama anlamında kullanılmaktadır.
 RAM; işlemcinin istediği talimatları maksimum hızda işlemciye ulaştıran, işletim sisteminin, çalışan programların ve bilgisayarımızda kullanılan tüm bilgilerin geçici olarak depolandığı bellektir.
Bilgisayarın diğer depolama birimlerine(sabit disk, disket, CD-ROM)  göre daha hızlıdır. RAM ve sabit disk temel olarak aynı bilgileri saklarlar, ancak RAM’deki bilgilere erişme ve onları işleme hızı, sabit diskteki bilgilere erişme ve onları işleme hızından çok daha büyüktür. Sabit disklerin 10 milisaniyelik erişim süresine oranla RAM bellekler 0,1 milisaniyenin bile altındaki erişim süreleriyle işlemcinin verilere inanılmaz bir hızda ulaşmasını sağlar.
 RAM bir depolama aygıtıdır. Çalışması, bilgilerin depolanması ve üzerindeki bilgilerin kalması için sürekli olarak enerji gereksinimi duymaktadır. Belleğe verilen enerji kesildiği anda üzerinde işlem yapılan bilgiler kaybolur. Yani RAM, içerisindeki bilgileri bilgisayarınız çalıştığı sürece korur. Bilgisayarınızın kapanması durumunda bu bellek içerisindeki tüm bilgiler kaybolur. Bilgisayarınızı tekrar açtığınızda bu bilgiler, genellikle sabit diskten bir kez daha RAM’e yüklenir.
Çok güçlü ve hızlı bir bilgisayarınız olsa bile eğer yavaş bir RAM’i varsa bilgisayarınız yavaş çalışacaktır. Sonuç olarak RAM bir bilgisayarın performanslı çalışması için en önemli parçalardan biridir.
Görevi, işlemcinin verileri işlemesi sırasında gerekli olan verileri geçici veya kalıcı olarak saklamaktır.
Veriler ister sabit bir depolama kaynağından ister herhangi bir giriş kaynağından gelsin, öncelikle RAM belleğe gider. Bu aşamadan sonra işlemci, kendisi için gerekli olan küçük veri parçalarını ön bellekte saklar. İşlemci içerisinde bulunan kaydediciler, ön bellekteki verileri alır ve işlemcinin işlemlerini gerçekleştirir.
Şuan kullanılan kişisel bilgisayarlarda RAM eklemek veya değiştirmek için özel yuvalar bulunmaktadır. Bu alanlara istenilen GB’taki RAM’ler takılarak bilgisayarın olağandan hızlı olması sağlanır. RAM kapasitesi yüksek bir makinede açtığınız 10 farklı program arasında geçiş yapmanız RAM kapasitesi düşük olana göre daha hızlı olacaktır. Çünkü yüksek RAM da program ile ilgili tutulabilecek veriler için daha fazla yer olacaktır. RAM da yer kalmadığında bu bilgiler geçici olarak makinenizin sabit diski üzerinden yürütülmeye başlanır. Ancak sistemi yavaşlattığı için tercih edilen bir durum değildir.
RAM belleklerin en önemli özelliklerinden bir tanesi DDR teknolojisidir. Yani çift veri hızıdır. Normal RAM bellekler saat vuruşunun tek bir anında veri aktarırken DDR belleklerde 2 kez veri aktarıldığından veri aktarım hızı iki katına çıkarılmış olur. Bu teknoloji sürekli gelişmiş ve DDR2 ve DDR3 RAM serileri üretilmiştir. Bir üst seri bir altındaki serinin eksikliklerini tamamlayacak şekilde geliştirilmiştir.
DDR1 200-400 Mhz çalışma hızına sahip RAM’lerdi 400-1066 Mhz arasında kullanılan çift kanal mimarisi ile daha fazla verim alınması sağlanan RAM’lerdi. DDR3 günümüzde halen kullandığımız bu RAM 800-1860 Mhz arasında çalışma hızına sahip. DDR4 2133-3200 Mhz hızına sahip, tam verimin sağlanması için Quad Channel’ı şart koyan RAM modelidir.

RAM belleğin hızını etkileyen diğer faktörler ise saat hızı ve veri hızı. Gelişen RAM teknolojisi ile DDR3 serisi ile bu hızlar her geçen gün artmaktadır.
RAM’ın iki ana çeşidi vardır: DRAM ve SRAM.
DRAM(Dinamik RAM): DRAM bilgisayar belleğinin en genel çeşididir. Ana bellek olarak kullandığımız DDR bellekler DRAM’in fazlaca gelişmiş halidir. Bu bellek bilgi alışverişi sağlayabilmek için elektrik sinyallerini kullanır. Bu nedenle de sürekli yenilenme ihtiyacı duyar, bir saniye içerisinde binlerce kez yenilenir. Dinamik denmesindeki sebepte budur. Ancak buna rağmen SRAM’den daha yavaştır.
SRAM(Statik RAM):  Bu bellek DRAM’de olduğu gibi bilgileri tutabilmek için yenilenmeye ihtiyaç duymaz bu yüzden ona oranla daha hızlıdır. SRAM’ler genellikle ön bellek olarak kullanılır. Maliyeti yüksek bir bellek çeşididir.
RAM Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Günümüzde bilgisayarların en düşük RAM seviyesinin 4GB olduğunu görmekteyiz.
Eğer bilgisayarınızın RAM’i ne kadar yüksek ise işlem hızınız ve yazılımlarımız o kadar hızlı demektir. Bu yüzden RAM kapasitesinin yüksek olmasında her zaman fayda vardır. Çok eski bilgisayar olmamak koşulu ile bütün bilgisayarlara sonradan RAM eklenebilmektedir. Oyun oynamak için kullandığınız bilgisayarın belleği yetersiz kalıyorsa, sistem belleğine istediğiniz zaman ilave yapabilirsiniz. Bellek terfisi fazla pahalı değildir ve uygulanması son derece kolaydır.
Anakartınızın desteklediği RAM modellerini tercih etmelisiniz.
Anakartınız hangi bellek tipini destekliyorsa alacağınız ram de bu şekilde olmalı. Yani anakartınız DDR 3 bellek tipi destekliyorsa, alacağınız RAM'in bellek tipi de DDR 3 olmalıdır. Aksi halde farklı bir alındığında Ram slotuna takamazsınız. Çünkü çentik yerleri farklıdır.
Anakartınızın desteklediği maksimum ram frekansını bilmeniz gerekir. Bilgisayarınızda takılı olan ram veya RAM’lerin çalışma frekanslarının aynı olmasına dikkat ediniz.
Bilgisayar kullanırkenki amacının ne olursa olsun minimum 4 GB RAM alın. Ama mühendislik programları gibi programlar kullanacaksanız, yüksek boyutta oyunlar oynayacaksanız minimum 8 GB ilerisi için 16 GB RAM almalısınız.
Gecikme süresi düşük olan RAM’ler daha hızlı olduğundan RAM alırken gecikme süresine dikkat etmeyi unutmayın.
RAM’lerin ortalama fiyatları, kapasiteleri ve bellek tiplerine göre 100-750 TL arasındadır.

Elimden geldiğince en önemli bilgileri sizlerle paylaştım. Umarım yardımcı olmuşumdur. İyi günler :)

Bilgisayarın Olmazsa Olmazı, İŞLEMCİ

Merhaba sevgili okuyucular :)
Bu yazımda sizlere bir bilgisayarın en önemli parçası diyebileceğimiz işlemciden bahsedeceğim. Sizler için araştırma yaptım ve bulduklarımı kendi bildiklerimle, bilgisayar donanımı dersinde öğrendiklerimle, harmanlayıp sizlere sunmak istedim. Umarım işinize yarar.
İşlemci bilgisayar birimlerinin çalışmasını sağlayan ve bu birimler arasındaki veri akışını kontrol eden bir donanım parçasıdır. Bilgisayar işleminin temel aritmetik, mantıksal ve giriş/çıkış işlemlerini gerçekleştirir. İşlemci, bilgisayarın beyni gibidir. (Sizi bilmem ama bu cümle benim karşıma kim bilir kaç kere çıktı :) ) Bilgisayarda yapılan tüm işlemler, en kolay işlem bile, işlemcinin üzerinden geçmek zorundadır. Şu an bu yazıları yazarken bile klavyeden bastığım her harfin ekranda görünmesini yine işlemci sağlıyor. Tüm bu işlemler 1 saniyeden bile az bir zamanda gerçekleşir.
Merkezi işlem birimi denildiğinde donup kalmayın sakın. Çünkü işlemci aynı zamanda merkezi işlem birimi olarak da adlandırılıyor. Ama kısaca işlemci denilmektedir.
İlk işlemciler belli işlemleri çoğu zaman da yalnızca tek bir işlemi gerçekleştirmek için üretilmiştir. Ama 1970’lerde mikroişlemcilerin üretilmesiyle işlemcinin kullanım alanı da genişlemiştir.  Örneğin otomobillerde, cep telefonlarında da işlemci kullanılmaktadır.
Mikroişlemciler, yapısında milyonlarca transistör bulundurmaktadır. Elektrik sinyalleri bu transistörler üzerinden geçer. Bilgisayarın yaptığı toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi işlemler bu sinyaller vasıtasıyla gerçekleşir. Bu işlemleri yapan bölüme de ALU(Aritmetik Mantık Birimi) denilmektedir. Ayrıca işlemci bu işlemleri en basit sayma sistemi olan ikilik düzen yani 0 ve 1 sayılarını kullanarak yapar.
Tipik bir işlemci birçok bileşene sahiptir. Birincisi temel aritmetik ve mantıksal işlemleri gerçekleştiren Aritmetik Mantık Birimidir. İkincisi bilgisayarın çeşitli bileşenlerini yöneten Denetim Birimidir. Denetim Birimi bellekten talimatları okur, yorumlar ve bu talimatları bilgisayarın diğer parçalarını etkinleştirmek için sinyal serilerine dönüştürür. Denetim Birimi gerekli hesaplamaları gerçekleştirmek için Aritmetik Mantık Birimini çağırır. Üçüncüsü talimatların kopyalanabildiği ve yeniden ele alınabildiği yüksek hızda bellek birimi olarak hizmet eden ön bellektir.
İşlemcilerin hızı sürekli artmaktadır. Bu hıza RAM’ler de yetişememeye başladığında buna çözüm olarak 1980’li yıllarda üretilen işlemcilere önbellek eklenmiştir. Önbellekler RAM’lerden bile çok hızlı çalışan fakat maliyeti de çok fazla olan belleklerdir. Önbelleklerin veri yazıp-okuma hızı çok yüksek olduğundan, işlemcide işlenecek veri önce bu önbelleklere kaydedilir, ardından da işlemciye alınarak veri işlenir. Bu sayede işlemcinin, veri okurken yavaşlamasının önüne geçilmiş olur.
L1-L2-L3 Önbellekleri: Aritmetik İşlem Birim (ALU) ‘ya yakınlığı, hız ve maliyet açısından sıralaması; L1>L2>L3 şeklindedir. Yani en gerekli veriler L1’de bulunur daha sonra sırasıyla L2 ve L3’te.
Eskiden işlemciler anakarta sabitlenmiş olarak üretilmekteydi. İşlemci bozulduğunda anakartın değiştirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle işlemcinin anakarta takılıp sökülmesini sağlayan işlemci yuvaları geliştirildi. Anakarta takılma şekillerine göre iki tip işlemci vardır. Bunlar, soket işlemci ve slot işlemci.


Soket işlemci, kare şeklindedir. Alt yüzeyinde çok sayıda pin bulunur. Anakarta bir mandal yardımıyla takılır. Anakarttaki sokete uygun işlemci seçilmelidir. Slot işlemci ise dikdörtgen şeklindedir. Anakarta diklemesine monte edilir. Korunması için dışında yan yüzeylerine soğutucu takılan kılıf bulunur. Üretimi durdurulmuştur.


Bir işlemci çok ısınır ve bu nedenle ısıyı emen veya fan şeklinde olan kendine özel bir soğutma sistemine ihtiyacı vardır.





İşlemci Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
İlk önce “Neden almak istiyorsunuz?” sorusunu sorarım ben size. Çünkü kullanıcı ihtiyacına en uygun işlemciyi almalı. Sıradan işlemler için mi kullanacaksınız yoksa yüksek bir performans mı bekliyorsunuz? Ve tabii ki ikinci sorum da “Ayırdığınız bütçe ne kadar?” sorusu olmalı. Önce bunlara cevap verin sonra da kendinize en uygun işlemciyi seçin.
En yeni oyunları oynamak, yüksek kalitedeki HD videoları izlemek istiyorsanız performansı da fiyatı da yüksek bir işlemciye ihtiyacınız var demektir.
Piyasada 2 adet işlemci bulunmaktadır: Intel ve AMD. Intel daha güçlü ve daha pahalı işlemcidir. Eğer çok yüksek performans bekliyorsanız Intel’i tavsiye ederim. Standart bir bilgisayar için, sadece internette gezinmek ve Office programlarını kullanacaksanız güçlü bir soğutması bulunan düşük fiyata bir AMD de yeterlidir.
Bu arada eğer anakartınız sizde mevcutsa ve sadece işlemci alacaksanız anakartınıza uygun bir işlemci seçmelisiniz. Anakartınız Intel uyumluysa gidip AMD işlemci almayın. Sadece uyumlu olmaları da yetmez sevgili okuyucularım, işlemcilerin modelleri de farklı olduğundan farklı soket yapıları mevcuttur. Yani anakartınız işlemciyle aynı soket yapısını da desteklemeli.
Çekirdek sayısı bir işlemcide arayacağınız en önemli özelliklerden. Konu laptop veya masaüstü bilgisayarlar olduğunda, tek çekirdekli işlemcilere rastlamanız artık güç. Artık çoğu işlemci 2, 4 veya 6 gibi çoklu çekirdeğe sahip.
Çekirdeğin tanımı: Her işlemci çekirdeği, ayrı bir merkezi işlem birimidir. Örneğin çift çekirdekli işlemci, tek çipli bir işlemci gibi görünür ancak içerisinde iki işlem birimi vardır. Ek merkezi işlem birimleri, birden çok işi aynı anda yapabilirler. 
Yüksek çekirdekli işlemcilerin sağladığı avantajlar daha hızlı bir işletim sistemi, programların daha hızlı açılması ve çalışması, çekirdeğin bir tanesinin uygulamalara yönelmişken diğerinde işletim sistemi altında çalışan antivirüs ve diğer günlük kullandığımız programlara yönelmesi gibi avantajları var. Intel’in son çıkarttığı işlemciler olan i serileri hızını yaptığınız uygulamalara göre ayarlayan turbo boost teknolojisiyle donatılmıştır.
İşlemcinizin çok çekirdekli olması tabii ki daha iyi bir performans sağlar. Tek çekirdekli işlemci alırsanız tahmin edeceğiniz gibi hız konusunda da sorun yaşarsınız. Tek çekirdekli işlemcide bütün işlemleri işlemci tek başına yapar bu nedenle birden fazla işi üstüne yüklerseniz yavaş kalır. Bu nedenle çok çekirdekli işlemci tercih edin. İş yükü çekirdekler arasında paylaşılır ve daha hızlı bir şekilde yürütür.
Bunların yanında kullandığınız işlemci kadar işlemcinin soğutucusu da çok önemlidir. İşlemciyle birlikte gelen fan bir zaman sonra yetersiz kalabilir. Piyasada sonradan temin edebileceğiniz fanlar sayesinde çok daha güçlü ve etkili soğutma sağlanabilir.
İpucu: Kasadan gelen gürültünün en büyük sebebi fanlardır. Bu nedenle fan seçerken de dikkat edin. Küçük boyuttaki fanlar daha çok sayıda döndüğü için daha çok gürültü çıkarır. Sessiz bir kasa için daha büyük fanlar tercih etmelisiniz.
Tavsiyelerim:
Çok yüksek performansa ihtiyacınız yoksa, amacınız sadece internette gezinmek, Office programları kullanmak ise size Intel Core i3 veya Intel Core i5 serilerini tavsiye edebilirim. Verdiğim adreslere lütfen bakın. Üstelik şu an indirimdeler.
Çok yüksek performans istiyorsanız Intel Core i7 serisini öneririm. İki link vereceğim bütçenize göre ayarlayın J
Düşük maliyet aynı zamanda yüksek performans için de  AMD’nin Phenom II x6 serisinden işlemci öneririm. Örneğin http://urun.gittigidiyor.com/bilgisayar-tablet/amd-fx-series-x6-6300-3-5ghz-14mb-32nm-am3-isle-184358738

Okuduğunuz için teşekkürler. Umarım bu bilgiler sizlere yararlı olmuştur. İyi akşamlar :)

BİLGİSAYAR TOPLAMA

Merhaba, size bu konuda yardımcı olacağım. Size hem temel bilgiler vereceğim hem de bilgisayar alırken dikkat etmeniz gereken noktaları vurgulayacağım.
Bilgisayar almadan önce kesinlikle cevaplamanız gereken bir soru: Bu bilgisayarı ne için kullanacaksınız? Örneğin internette gezinmek, sunum hazırlamak, mail gönderip almak için alacağınız bilgisayarla, yeni oyunları oynamak için alacağınız bilgisayar farklı olacaktır.  Veya bilgisayarınızda 3 boyutlu çizim yapacaksanız oyun oynamak için alacağınız bilgisayardan farklı olacaktır. Sonuçta sadece Office programlarını kullanacağım diyorsanız çok donanımlı ve pahalı bir bilgisayar almanıza gerek yok ama ileride oyunlar da oynarım derseniz bu bilgisayar size yetersiz kalacaktır. O yüzden o bilgisayarı alma amacınızı belirlemeniz gerekiyor. Eğer bunların hepsini yaparım diyorsanız ona göre bir bilgisayar seçmelisiniz.
Tabii bir diğer konu da bilgisayar için ayırmış olduğunuz bütçeniz. Bütçenize göre bilgisayar almak sizin en doğal hakkınız! Bu nedenle sizin için fiyat araştırmaları da yapacağım. Merak etmeyin okuyucum, her şeyinizi ayrıntılı olarak düşünmek de benim görevim olduğundan aklınızda soru işareti bırakmak istemiyorum :).
İyi bir bilgisayar almak için önceliğiniz, amacınız ve bütçeniz. Bilgisayarı ne için alacağınızı/kullanacağınızı belirlemeniz gereklidir ve aynı zamanda bütçenize de en uygun bir bilgisayar tercih etmelisiniz.
Bilgisayar alırken en önemli parçalar işlemci, anakart gibi bileşenler görünse de bu bileşenleri bir arada tutan kasadır. Bu yüzden büyük önem taşır. Kasa, bilgisayar donanımını darbelerden, nemden koruyan kısımdır. Bilgisayar donanımı kasanın içerisine yerleştirilir. Anakartınıza uygun kasa seçmeniz gerekir. Anakart hakkında da bilgi vereceğim.
Kasa tercihi yaparken dikkat edilmesi gereken birçok kriter bulunmakta. Sadece tasarımına, görüntüsüne aldanmayınız. Başta anakart olmak üzere diğer bileşenlerin de kasaya uyumlu olmasını ve kasanın içine sığmasını da dikkate alarak bir tercih yapmalısınız. Ancak sadece donanım parçalarınızın satın alacağınız kasanın içine sığmasının yeterli olmayacağını bilmeniz gerekiyor. Sağlıklı bir sistem için kasanın içinde boş alanların kalmasına dikkat etmeniz şart; kasa içi hava dolaşımının yeterli düzeyde olduğundan emin olun. Bu nedenle ilk önce kasanın boyutu önemlidir. Elinizdeki diğer bileşenlerin boyutuna göre bir kasa tercih edilmelidir.
Bir diğer dikkat etmemiz gereken kriter kasanın soğutma sistemi. Kasanın içinde bulunan parçalar yüksek performanstan dolayı ısınırlar ve bu bilgisayarın performansını olumsuz etkiler. Bu yüzden kasanın havalandırma özelliği iyi olmalıdır. Bu da kasa içerisindeki fanlarla sağlanır. Daha büyük boyutlu kasalar daha çok boşluğa sahip olduğu için daha kolay soğuyacaktır. Eğer sadece ufak tefek işlemler için bilgisayar alacaksanız kasanızın ısınma problemi fazla olmayacaktır. Fakat yüksek performans bekleyeceğiniz bir bilgisayar alacaksınız ekstra fanlı kasalar tercih etmelisiniz. Gene de amacınız ne olursa olsun kasaya ek olarak kaç adet fan takacağınızı öğrenmenizde fayda var. Minimum fan sayısı güç kaynağındaki hariç 2 olmalıdır.
Şunu da söylemeden geçmeyeceğim. Kasadan gelen gürültünün en büyük sebebi fanlardır. Bu nedenle fan seçerken de dikkat edin. Bir ipucu; daha çok sayıda döndüğü için küçük boyuttaki fanlar daha çok gürültü çıkarır. Sessiz bir kasa için daha büyük fanlar tercih etmelisiniz.
Bir diğer önemli unsur da güç kaynağıdır. Güç kaynağı, şebeke gerilimini bilgisayar donanımlarının ihtiyacı olduğu voltaja düşüren elektronik karttır. Satın alacağınız bilgisayarda zaten dahili bir güç kaynağı bulunacaktır. Eğer standart bir kasa işinizi görecekse bu güç kaynağı size yetebilir. Ortalama bir bilgisayar için 300 Watt gücünde bir güç kaynağı önerilir. Fakat daha yüksek bir performans için ek güç kaynağı almanız gerekecektir. Güç kaynağı alırken aldığınız diğer parçaların harcadığı enerjiye göre bir güç kaynağı almalısınız. Daha güçlü bir güç kaynağı, bilgisayarınızın performansını arttırır.
İhtiyacınıza göre ek olarak hard disk almanız gerekebilir. Hard disk bilgisayarın hafızasıdır. Bilgisayarda her şey hard diskte saklanır. Eğer yüksek performanslı oyunlar oynamak için alacaksanız bilgisayarınızın da kapasitesinin yüksek olması gereklidir. RPM miktarının(hızının) da 7200 altında olmamasına ve en az 32 MB ön bellek olmasına özen gösteriniz. Film arşivi de yapacak olursanız yine yüksek kapasite ihtiyacınız olacağınızda hard disk önemli bir husustur.
Ayrıca kasa üzerinde bulunan ses ve USB girişlerinin kasanın ön panelinde bulunmasına dikkat edin.
Kasanın yerleşim yeri, boyutu, kasaya takılabilecek donanım sayısı, kasanın sağladığı güç gibi özelliklere bağlı olarak kasaların da çeşitleri bulunmaktadır. Şimdi size kasa çeşitlerinden bahsedeceğim.
Desktop Kasa: Yatay olup ekran üzerine konur. Bu şekilde yerden tasarruf edilir. Bu tip kasaların soğutması çok iyi değildir. Günümüzde de pek yaygın değildir.
Mini Tower Kasa: Dikey yapıdadır. Tower kasalar içinde en küçüğüdür. Desktop kasadan daha geniştir.
Midi Tower Kasa: Dikey yapıdadır. Günümüzde kullanılan en yaygın kasa tipidir. Full Tower kasaya benzer fakat boyutu daha küçüktür.
Full Tower Kasa: Dikey yapıdadır. En büyük boyuta sahip kasa çeşididir. Bu kasanın üzerine birçok sürücü takılabilir. Bu yüzden kuvvetli bir güç kaynağı bulunmaktadır.
Slim Kasa: Hem yatay hem dikey olarak kullanılabilirler. Yeterli genişleme imkanı yok ve iç havalandırma açısından yetersiz.
HTPC Kasa: Türkiye’de çok yaygın olmayan ve pahalı bir kasa tipidir. Bilgisayarı TV, DVD, video kayıt cihazı, dijital fotoğraf görüntüleme gibi görevlerde kullanmak üzere optimize edilmiş ve LCD panele sahip modern müzik seti görünümlü kasalardır.
ATX Kasa: Günümüzde en çok tercih edilen kasa çeşididir. ATX anakarta ihtiyaç duyar.
Yüksek çözünürlükte film izlemek, oyunları dev ekranda oynamak istiyorsanız SilverStone Grandia serisi GD05 HTPC kasayı tavsiye ediyorum. Şu anda indirimde ve uygun bir fiyata bu kasaya http://www.hepsiburada.com/silverstone-grandia-serisi-gd05-htpc-kasa-p-BD100287 buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdi geçelim anakarta. İlk önce anakartı sonra da ona uygun kasa almanızı öneririm.
Anakart bir bilgisayar için en önemli parçadır. Bütün bilgisayar bileşenleri anakart ile uyumlu olmak zorundadır. Anakart bilgisayarın tüm bileşenlerinin bağlandığı ve birbirleriyle haberleşmelerini sağlayan karttır. Donanımın düzgün çalışmasını anakart sağlar.  Anakart alırken de dikkat edilmesi gereken birçok kriter vardır.
İlk önce işlemcinizle anakartın uyumlu olması gerekmektedir. İşlemciniz Intel ise Intel uyumlu, AMD ise AMD uyumlu anakart alınmalıdır. İşlemcilerin modelleri farklı olduğu için farklı soket yapıları mevcuttur. İşlemcinin modeline göre ona uygun soket yapısı bulunan anakart alınmalıdır. İlk olarak hangi işlemci markasını desteklediği sonra da o işlemcinin hangi soket tipini desteklediği göz önünde bulundurulmalıdır.
Anakart alırken dikkat edilmesi gereken hususlardan bir diğeri de desteklediği RAM türüdür. Ram tiplerinin çentiklerinin anakart slotuna geçtiği kısımlarının yerleri farklıdır. Bu nedenle alacağımız RAM de anakart ile uyumlu olmalıdır. Ram tipi olarak DDR2 için DDR2yi destekleyen, DDR3 tipi için DDR3ü destekleyen anakarta ihtiyacımız vardır. İleride takmanız için boş RAM yuvası olmasına dikkat edin.
Anakart için iyi bir soğutma şart! Çünkü anakart en çok ısınan parçadır. Bu nedenle hem kuzey hem de güney köprüsünde soğutma bulunan anakartları tercih edin derim.
Anakart alırken dikkat etmemiz gereken bir diğer husus ise onboard ekran kartını anakartın destekleyip desteklemediğidir. Eğer onboard ekran kartı yoksa mutlaka ekran kartı almalısınız. Aksi halde bilgisayarınız çalışsa da görüntü elde edemezsiniz. Onboard ekran kartı düşük kalitededir. Eğer oyun oynamayı, film izlemeyi düşünmüyorsanız size yetebilir. Fakat diğer türlü yetersiz kalacaktır ve ekstra ekran kartı almanız gerekir.
Anakartın sabit disk ile de uyumlu olması gerekir.  Eğer SATA 2 harddisk alındıysa SATA 2yi destekleyen, SATA 3 harddisk alındıysa SATA 3ü destekleyen bir anakart alınmalıdır.  Her ikisini de destekleyen bir anakart almaya dikkat ederseniz, harddisk kullanımınız daha sorunsuz olacaktır.
USB 3.0, Sata 6, PCI Express Gen3 gibi yeni yayılan teknolojileri destekleyen anakart almak önemlidir. Alacağınız anakartınızda en az 1 tane USB 3.0 olmasına dikkat edin. Bunlar anakartınızı ileride kullanmanız için lazım olacak şeylerdir. Anakart sık sık değiştirdiğiniz bir parça olmadığı için kalitesiz bir anakart size ileride çok daha pahalıya patlayabilir.
USB cihazların bilgisayara bağlanması için anakartlarda USB portları bulunmaktadır. Örneğin bunlar USB 2.0 ve USB 3.0 portlarıdır. USB 3.0 USB 2.0dan 10 kat daha hızlıdır. Örneğin cep telefonlarınızı veya fotoğraf makinelerinizi şarj ederken USB 3.0 bağlantısını kullanırsanız USB 2.0′a göre daha hızlı şarj edebilirsiniz. Günümüzde yeni üretilen anakartların neredeyse hepsinde USB 3.0 desteği vardır. USB 3.0 portlarının en belirgin özelliği ise mavi renk oluşu.
Zamanla tabii ki anakartlar da değişikliklere, yeniliklere uğramışlardır. İlk çıkan anakarta göre daha donanımlı daha kaliteli anakart çeşitleri ortaya çıkmıştır. Öyleyse anakart çeşitlerinden de bahsedeyim.
XT Anakartlar: İlk kişisel bilgisayarlarda kullanılan anakartlardır. İşlemcisi anakarta sabitti. Bu nedenle işlemciyi değiştirmek için anakartın da değişmesi gerekiyordu. Bu anakartlarda ek donanım birimlerinin 8 bit olması gerekiyordu.
AT Anakartlar: Günümüzdeki ATX anakartlarına benzer anakartlardır. ISA, VGA ve PCI vreiyollarını destekler. PS/2 desteği yoktur. XT anakartlardaki gibi işlemcisi sabit değildir. İşlemci değiştirmek için anakartı da değiştirmeye gerek yoktur.
ATX Anakartlar: Daha fazla giriş/çıkış desteği sunar. Bu anakartlar ile birlikte diğer donanım birimleri anakartla tümleşik özellikte kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde en çok kullanılan anakartlardır. BIOS güncellemeleri ve güç yönetimi konusunda çok daha gelişmiştir. Micro-ATX anakartlar ATX anakartların küçük boyutlu kasalar için üretilen bir çeşididir.
Evet, şimdi de gelelim en önemli parçalardan diğerine, evet evet işlemciye. İşlemciye bilgisayarın beyni de diyoruz. Bütün işlemler işlemciden geçmek zorunda. İşlemci bilgisayarın çalışmasını ve birimler arasındaki iletişimi sağlar. Bilgisayarın bütün parçalarını toplasanız da işlemci olmadan bir anlamı yok :). O zaman işlemci alırken dikkat etmemiz gereken noktalara bir göz atalım.
Piyasada 2 adet işlemci bulunmaktadır: Intel ve AMD. Intel daha güçlü ve daha pahalı işlemcidir. Burada da gene amacınız önemlidir. Eğer çok yüksek performans bekliyorsanız Intel’i tavsiye ederim. Standart bir bilgisayar için, sadece internette gezinmek ve Office programlarını kullanacaksanız güçlü bir soğutması bulunan düşük fiyata bir AMD de yeterlidir.
İşlemcinizin çok çekirdekli olması tabii ki daha iyi bir performans sağlar. Tek çekirdekli işlemci alırsanız tahmin edeceğiniz gibi hız konusunda da sorun yaşarsınız. Tek çekirdekli işlemcide bütün işlemleri işlemci tek başına yapar bu nedenle birden fazla işi üstüne yüklerseniz yavaş kalır. Bu nedenle çok çekirdekli işlemci tercih edin. İş yükü çekirdekler arasında paylaşılır ve daha hızlı bir şekilde yürütür. İdeal olarak 4 çekirdekli işlemciler tavsiye edilmektedir.
Ayrıca önbellek miktarı ne kadar fazla ise o kadar iyidir. İşlemci performansı da daha fazla olacaktır.
İşlemci çeşitleri, anakarta takılma şekillerine göre isimlendirilen slot tipi ve soket tipi işlemciler olmak üzere 2 çeşittir.
Slot İşlemci: Dikdörtgen şeklinde anakarta dik olarak monte edilir. İşlemcinin korunması için dışında kılıf vardır. Kılıfın yan yüzeylerine soğutucu takılmaktadır. Üretimleri durdurulmuştur.
Soket İşlemci: Kare şeklindedir. Üst yüzeyinde markası ve modeli yazmaktadır. Alt yüzeyinde ise çok sayıda pin bulunur. Anakarttaki sokete uygun işlemci seçilmelidir.
Yüksek performans istiyorsanız ve de parası mühim değilse Intel i7 işlemciyi öneririm. Yine de en uygun bütçeli olarak örneğin: http://www.hepsiburada.com/intel-core-i7-4820k-3-7ghz-10mb-cache-lga2011-islemci-p-BD304326 bakabilirsiniz. Fakat daha uygun fiyata Intel i5 işlemciler de işinizi görebilir. http://www.hepsiburada.com/intel-core-i5-4460-3-2ghz-6mb-cache-lga1150-islemci-p-BD304770
Düşük maliyet aynı zamanda yüksek performans için de  AMD’nin Phenom II x6 serisinden işlemci öneririm. Örneğin http://urun.gittigidiyor.com/bilgisayar-tablet/amd-fx-series-x6-6300-3-5ghz-14mb-32nm-am3-isle-184358738 bakabilirsiniz.

Şu anlık bu kadar bilgi verebildim. İlerleyen zamanlarda yeni bilgiler ekleyeceğim. Umarım yardımcı olabilmişimdir.

ASCII, UNICODE, UTF-8 NEDİR?

Merhaba :)

Bu yazımda sizlere Ascii, Unicode ve UTF-8 hakkında kısa bir tanımlama yapacağım. 

ASCII

Latin alfabesi üzerine kurulu 7 bitlik bir karakter kümesidir. İlk kez 1963 yılında ANSI tarafından standart olarak sunulmuştur.
  • ASCII'de 33 tane basılmayan kontrol karakteri ve 95 tane basılan karakter bulunur.
  • Kontrol karakterleri metnin akışını kontrol eden, ekranda çıkmayan karakterlerdir. Basılan karakterler ise ekranda görünen, okuduğumuz metni oluşturan karakterlerdir. 

Ascii kodu bizim bilgisayarda görsel olarak girdiğimiz karakter,harf ve rakamların bilgisayar dilindeki temsil edilme şeklidir diyebiliriz.Yani bilgisayarımızın o karakteri,harfi veya rakamı belleğinde saklama biçimidir,bilgisayar dilindeki kodlama sistemidir.
Açılımı ASCII (American Standard Code for Information Interchange)  olan bu kodlama sistemi ilk olarak telgraf kodlarında ticari amaçlı kullanılmıştır ve daha sonraları değişim ve gelişime uğramıştır.
Bilgisayarların geliştirilmesi ile birlikte birçok karakter kodlaması geliştirilmiştir. Bu kodlamalardan en çok kullanılan ASCII kodunda her karakter ve sembol için 7 bit (1 bayt) kullanılmaktadır.
ASCII kodu ile en fazla 128 farklı karakter gösterilebilmektedir. Bu 128 koddan 33’ü (ilk 32’si ve 127.) özel kontrol (Esc, Tab, Enter vb.) kodlarıdır. Genişletilmiş ASCII karakterler ise 8. bitin kullanılması ile 128 ile 255 arasındaki 128 karakteri kapsar. 
Bu her ülke için farklı kod sayfası tanımlanabilmesini ve gösterilebilmesini sağlamıştır. Fakat aynı anda birden fazla kod sayfası kullanılamadığından sadece bir dil kullanılabilmektedir.
Bir kod sayfası ile yazılmış anlamlı bir metin başka bir kod sayfası ile gösterildiğinde anlamsız karakterler dizisine dönüşmektedir. ASCII kodu Çince, Rusça, Arapça gibi diller ve bilimsel semboller için yetersiz kalmaktadır.
Dünya üzerindeki dillerin ve özel sembollerin kullanılabilmesi için fazla karakter alabilecek bir kodlamaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için Unicode geliştirilmiştir.

UNICODE

Unicode, Unicode Konsorsiyumu tarafından geliştirilen birçok firma ve programın desteği bir kodlama standardıdır. Unicode’da dünya üzerindeki her karakter ve sembole bir karakter numarası verilir. Verilen karakter numaraları sabittir, değiştirilemez. Unicode sürekli olarak gelişmektedir.
Unicode’da karakter numaraları sabit olmasına karşın farklı karakter kodlamaları kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları (Unicode Transformation Format) UTF-8,UTF-16 ve UTF-32’dir. Bunlar bilgisayarda verimli bir biçimde saklayabilmektedir.
  • En sık kullanılan UTF-8 değişken uzunluğa sahip karakter kodlamasıdır. Uyumluluk için ilk 128 ASCII karakter için 1 bayt (8 bit) kullanılırken diğer karakterler için 6 bayta kadar kullanılmaktadır.
  • UTF-16, 65.536 karakteri temsil etmek için iki bayt kullanır. Ancak, UTF-16’da bir milyon kadar ek karakter için 4 bayt desteklenir.
  • UTF-32, her karakter için 4 bayt kullanır.

UTF-8

UTF-8, 8-bitlik bir Unicode dönüşüm formatıdır.Unicode karakterlerini değişken uzunluklu bayt guruplarıyla kodlamakta kullanılır. Rob Pike ve Ken Thompson tarafından geliştirilmiştir.
UTF-8 kodlaması Unicode karakterlerini 1-6 byte uzunluğunda diziler olarak kodlar. ASCII kodlaması içinde 0-127 arasında kalan karakterler aynen kendi kodları ile kullanılır, diğerleri ise byte dizileri haline gelir.
Evrensel kodlama ile aynı sayfada farklı lisanları göstermek mümkün olabilmektedir. Ayrıca özel hazırlanmış klavyeler ile matematiksel ifadeleri yazmak da mümkün. Bütün bu farklı karakterler UTF-8 sayesinde aynı sayfada görüntülenebilmektedir.
UTF kullanarak 1 milyondan fazla karakter kodlanılabilinmektedir. Sıklıkla kullanılan 65536 karakterin kodlaması bu 1 milyondan fazla kodlamada ilk sıralarda yer almaktadır.
Türkçe karakterlerin UTF-8 karşılığı:




BİLGİSAYARIN TARİHÇESİ

Merhaba Arkadaşlar, ilk blog yazıma merhaba diyin :)
İlk yazımda sizlere bilgisayarın tarihçesinden bahsetmek istiyorum. Çünkü artık herkesin evinde, elinde, cebinde, her yerde bilgisayar var. Ama hiç bilgisayarın ilk hallerini merak ettiniz mi? Ne hallerden buralara kadar gelmiş haberiniz var mı? Yoksa eğer, artık olacak. En azından fikir sahibi olmanız dileğiyle…
Öncelikle bilgisayarın ne olduğundan söz edeyim.

Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani bir hesap aracıdır ve veri işler. Bilgisayarın elektronik kısmına donanım (hardware), program kısmına ise yazılım (software) denir.
Bilgisayarın gelişiminde hiç değişmeyen 4 unsur şunlardır:
·                    Bilginin Girişi (Giriş birimleri: Klavye, Mouse, kamera, modem vb.)
·                    Bilginin saklanması (Hafıza: Hard disk, disket, CD-rom vb.)
·                    Bilginin işlenmesi (Beyin: Merkezi işlem birimi-CPU)
·                    Bilginin çıkışı (Çıkış birimleri: Monitör/ekran, Printer/yazıcı, modem)
İnsanların ihtiyaçları zamanla artar. Hesapla ilgili ihtiyaçlar ekonominin hızla gelişmesi ve yerleşik hayata geçilmesiyle beraber iyice arttı. Birçok farklı yaklaşım ve kuram ortaya atıldı ve günümüz bilgisayar teknolojisinin temelleri atılmaya başlamış oldu.
Şimdi kronolojik sırayla kısaca geliştirilen “bilgisayar”lardan bahsedecek olursak;
ABACUS: İlk bilgisayar olarak geçmektedir. M.Ö 1000 yıllarında Çinliler tarafından kullanıldığı kabul edilmiştir. Günümüzde ilköğretimde sayı saymayı ve basit matematiksel işlemleri öğrenmek için de kullanılır. Bu aygıt teller üzerine dizili boncuklardan meydana gelmektedir.
PASCALLINE: Değişik sayıda dişleri olan çarklardan meydana gelen bu makine toplama ve çıkarma işlemleri yapabiliyordu. Bu nedenle “İlk Yarı Otomatik Toplama Makinesi” denilmiştir.
LEIBNIZ ÇARKI: Pascalline’nin daha da fonksiyonlu halidir. Bu aygıt; toplama ve çıkarma işlemlerinin yani sıra bölme, çarpma ve karekök alma işlemlerini de yapabiliyordu.
FARK MAKİNESİ:  Charles Babbage matematiksel işlemlerin yanı sıra birçok işlemleri de yapabilen bir makine yapmayı planlıyordu. İngiliz hükümetinin parasal desteğini de alan Babbage uzun süren çalışmalar sonunda Fark Makinesini 1830 yılında icat etti.
DELİKLİ KARTLAR: Nüfus sayımı için yapılmıştır ve delikli kart sistemiyle veri girişine olanak sağlayan “bilgisayar” olmuştur. Delikli kartlardaki rakam ve sayıları kodlayan ilk kişi Hollerith isimli bir Amerikalıdır.
MARK I: “İlk Otomatik Hesap Makinesi”dir. Delikli kart sistemiyle çalışmasına karşın; daha önceki benzerlerinden farklı olarak, logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını da hesaplayabiliyordu.
Z3: “İlk Elektro-Mekanik Bilgisayar”dır. Uçak kanatlarıyla ilgili hesaplamalarda kullanıldı. 1944 yılında Berlin'e düzenlenen bombalı saldırı sırasında yok edilen Z3, 1960 yılında yeniden yapılarak Berlin'deki Deutsches Museum'de sergilenmektedir.

 ENIAC: Saniyede 5000 toplama işlemi yapabiliyordu. Mark 1’e göre 1000 kat daha hızlı olan ENIAC, bir oda büyüklüğündeydi. Eniac askeri amaçla üretildi ve top mermilerinin menzillerini hesaplamak için kullanıldı. II. Dünya Savaşına dahil olan Amerika Birleşik Devletlerinin uzun menzilli top atışlarında hata oranını azaltmak amacıyla geliştirilmiş ve 4 yılda tamamlanabilmişti. II. Dünya Savaşının sona ermesiyle ENIAC;
·        hava tahminlerinde,
·        atom enerjisi hesaplamalarında,
·        kozmik ışın çalışmalarında,
·        termal tetiklemede,
·        rastgele sayı bulunmasında,
·        rüzgar tüneli dizaynında ve diğer bilimsel araştırmalarda kullanılmıştır.
DEPOLAMA YAPAMAZ. Bu yüzden ilk bilgisayar olarak kabul edilemez. (Sınavda çıkmıştı ve yapamamıştım. Bir daha da asla unutmam J)
EDVAC: Bu bilgisayar ENIAC ‘dan on kez daha küçük ve yüz defa daha hızlı çalışabiliyordu. Edvac, komutların diğer veriler gibi bilgisayara dışarıdan girilmesini sağlıyordu. Bu özellik programcılıkta büyük kolaylıklar sağlamıştır. 
UNIVAC:  İlk defa manyetik teyp kullanarak verileri depolayan bilgisayardır. UNIVAC, ENIAC bilgisayarlarını yapan kişiler tarafından geliştirildi.
IBM 700 SERİSİ: 1950’den sonra vakum tüplerinin sık olarak kullanılmaya başlandığı dönemlerdir. Univac ve IBM 700 serisi vakum tüpler kullanılarak yapılan elektronik bilgisayarlardır. Bu yıllarda program yazabilmek için kullanılan bilgisayar donanımının çok iyi bilinmesi gerekiyordu. Program yazmak için makine dili kullanılıyordu.
IBM 1401: Transistör kullanılarak üretilen ilk bilgisayarlardır. Transistörler vakum tüplere göre az enerji harcayan, az yer kaplayan, fazla ısınmayan elektronik devre elemanlarıdır.
IBM 360: Entegre devre elemanının kullanıldığı ilk bilgisayarlardandır. Entegreler binlerce transistörü içerisinde bulunduran devre elemanlarıdır. Entegrelerin kullanılması; bilgisayarın boyutlarının küçülmesinin, maliyet azalmasına ve işlem hızının artmasına sebep oldu.
INTEL 4004: Entegrelerin birleştirilmesiyle hızlanan ilk merkezi işlem birimi sayılabilir.
APPLE I: 1975 yılında piyasaya çıkan Apple iki üniversite öğrencisi tarafından bir evin garajında üretilmiştir. Apple’de klavye ve monitör bulunmuyordu.
IBM PC: “İlk Kişisel Bilgisayar”dır.
Vay be dedirtecek kadar değişiklik olmamış mı sizce de? Şu an ufacık çocukların bile elinin altında olan bilgisayarlar ne evrimler geçirmiş ve şimdiki halini almış. Bir çocuğa eskiden bilgisayarlar bir oda büyüklüğündeymiş deseniz inanmaz, İNANAMAZ. Ben de ilk öğrendiğim zamanlar çok şaşırmıştım. Bunları üreten insanların beynine sahip olmak isterdim! Dünyayı bile fethedebilirdim!